29 Haziran 2009 Pazartesi

Hoşgeldin Bebek!



Küçücük bir kız için yaptığım doğum kurabiyeler. Mutlu yıllar yıllar olsun önünde küçük kız!

25 Mayıs 2009 Pazartesi


İşte benim cici tramisularım!
Bu tramisuları yapmayı yaklaşık 4 yıldır yapmayı düşünüyordum ama istediğim gibi çikolatadan kadeh ya da bardak bulamadığım ve evde yapmaya zamanım ve sabrım olmadığı için yapamadım. Ama Kahve Dünyası imdat çığlıklarımı duymuş gibi yetişti. Çikolata fincanları Kahve Dünyası'ndan aldım. Orada çalışanlar içine inatla draje koymam gerektiğini savundular ama beni ikna etmeyi başaramadılar :).
Yiyenlere afiyet olsun!!!

3 Mayıs 2009 Pazar

Tembel Pasta Cadısı...

Facebook'da Pasta Cadısı grubunu kurduğumdan beri blogumla ilgilenemiyorum. Tembel ötesi bir blog sahibi oldum. Bu arda pek çok şey yaptım ama buraya üç tanesinin resimlerini koyacağım.
1)
Eşimin doğum günü için yaptığım pasta :). Kutlamayı bir balıkçıda yapacağımız için böyle bir konu seçtim. Bence hiç fena olmamış, siz ne diyorsunuz?
2)
Bu da ne yazık ki son anda yapılmış bir pasta. Çok sevdiğimiz dostlarımızın küçük kızlarının 1 yaş doğum günü için. Doğum gününü son anda haber aldığım için çok özenemedim. Gönül isterdi ki çok daha güzel şeyler yapayım ama vakit olmadı.
3)
Teyzeciğimin doğum günü için yaptığım güllü pasta.
Teyzecim seni çok seviyorum. Her zaman benimle olduğun ve hatalarımı bana sakince, beni yargılamadan gösterdiğin ve beni hep çok sevdiğin için teşekkür ederim... Sen dünyanın en güzel Didit'isin!

14 Nisan 2009 Salı

Kurabiyeler!!!


4 yaşına basacak olan Eren'in doğum günü kurabiyeleri...

BAŞLIKSIZ


Seni çok seviyorumö eski dost... Mutlu yıllar!!!

21 Mart 2009 Cumartesi

UÇ UÇ KELEBEK...


Ergen bir kız, onun için her şeyi yapan, imkanlarını zorlayan bir anne. Ama yine de çatışma halindeler. Bu pasta annesini sürekli eleştiren kızın biricik annesine hayran olmasını sağladı. Ve Mutlu Son...

17 Mart 2009 Salı

NİŞAN PASTAM


Bu pazar günü nişanımızın birinci yılıydı. Ben de geçen yıl kendi pastamı yapmak istemiştim ama gerek zaman eksikliği gerekse de bilgi yetersizliği nedeniyle yapmaya korktum. Bu yıl korkusuzca pastamı yapabildim. Hem de istediğim gibi... Beyaz çikolata kremalı, muzlu, çikolatalı. Ay bi neden olsa da yine pasta yapsam :) .

23 Şubat 2009 Pazartesi

NELER OLDU NELER!!!

Zaman ne çabuk akıp geçiyor! Bugün yazayım, olmadı yarın yazarım derken bir de baktım ki bir ay geçmiş gitmiş!!! Bu bir ay içinde ben 'Teyseee' oldum. Tarifi çok zor bir duygu. Birlikte büyüdüğünüz, size sahip çıkan, büyüten, her başınız derde girdiğinde yardıma koşan, umut veren, eee zaman zaman da didiştiğiniz aplanızın ay pardon ablanızın bir gün bir bebeği oluyor. Ve birlikte büyümek, onu büyütmek, ona sahip çıkmak, başı her derde girdiğinde (umarım girmez ama teyseye çektiyse garanti veremem :P) yardımına koşmak, umut vermek, zaman zaman didişmek için hazırsınız! Ben de hazırım; o benim minik kelebeğim, benim küçüğüm. Anne değilim, bilmem ne zaman olurum, annelik nasıl bir his bilmem; ama teyzelik de bambaşka bir şey. O ağladığında ben de ağlıyorum, kucağımda uyuduğunda hayatın ne kadar boş olduğunu, insanın ailesinin ve sevdiklerinin her şeyden önce geldiğini, günlük hırsların ve heveslerin ne kadar boş olduğunu anlıyorsunuz. Ben de Elif'ime aşağıdaki resimli çikolataları yaptım tabi eniştesinin yardımıyla. İyi ki doğdun pıtırcığım, çok mutlu ve şanslı ol! Seni çok seviyorum!

Dün de bana minik bir misafir geldi...
Bu minik misafir benim canım arkadaşım Deniz'in oğlu Bora. Daha önceki yazılarda da onlardan bol bol bahsetmiştim. Bora her gün beni şaşırtıyor. Her gördüğümde daha büyümüş ve daha güzelleşmiş oluyor. O ciddi anlamda kucağıma aldığım ilk bebek. O da benim biriciğim. Aşağıda ki limonlu haşhaşlı minik kekeleri ve çikolatalı kurabiyeleri onlara yaptım. Haşhaşlı keklere zencefil de koydum çok hoş ve hafif oldular, çikolatalı kurabiye tarifini de Cafe Ferdando'nun internet sitesinden edindim. İkisinin de tatları (ben yaptım diye demiyorum, yiyenler dedi) mutiş olmuştu. Kurabiyeler bir gün bekleyince daha da güzel oluyor.


Tekrar görüşmek dileğiyle...

25 Ocak 2009 Pazar

O DA PASTA BU DA PASTA :)


Bugün canım arkadaşım Duygu bana geldi. Ben de ona biraz yalancı da olsa bir İtalyan günü yaşatayım dedim. İşte bu mantarlı tortelliniyi yaptım. Herhalde dünyanın en kolay yemeği. Şöyleki iki diş sarmısağı irice kesiyorsunuz, çok az zeytin yağında şöyle bi çevirip içine ince doğranmış mantarları atiyorsunuz. Mantarlar suyunu çekince içine göz kararı süt kremasını (aslında 250 gr tortelliye 1 kutu krema yetiyor)ekleyip krema ısınana kadar ocakta tutun. Üzerine 11 dakika haşlayıp süzdüğünüz makarnaları koyup karıştırın. İşte bitti...
Sonra da bir Başak usülü brusketta yaptım. biraz zeytin yağında 2 domatesi ve bolca sarmısağı domates suyunu çekene kadar çeviriyorsunuz, sonra altını kapatıp içine fesleğen ve dağ kekeği ekliyorsunuz. Sıcak zeytin yağı ile ekmekleri yağlayıp üzerine bu karışımı koyuyorsunuz ve afiyetle yiyorsunuz. afiyet bal şeker olsun!

14 Ocak 2009 Çarşamba

ÇÜF ÇÜF ÇÜF



İYİKİ DOĞDUN KAANCIĞIM!
GÖZLERİN İÇİ HEP BUGÜNKÜ GİBİ PARLASIN!!!

3 Ocak 2009 Cumartesi


Bu pasta sadece benim hayal ürünüm desem yalan olur... Bu pastayı yaparken pastacı Burcu'nun bir pastasından etkilendim ama hangi pasta bir türlü hatırlayamıyorum :(.
Bu pasta benim anneciğim için. Bir anne için söylenecek çok fazla şey var. Bunlar hastalandım başımda bekledi, yemedi yedirdi, giymedi giydirdi değil, onlardan çok farklı ama anlatmak çok da zor... O çok güçlüydü, yılmadı, yılmamıza asla izin vermedi. Bizi çok sevdi, çok çaresiz kaldı ama yine de hayata taviz vermedi. Birbirimize bazen çok kırıldık, bazen alındık ama o kızlarını hep affetti, kızları da onu. Biz üçümüz birbirimizi hep çok sevdik. O anneydi, şimdi anneanne olacak, ben de teyze. Biliyorum ki yeni minik üyesiyle bu dört kadın yine harikalar yaratacak.

HER AN HER YERDE DOST


Güneşli bir kış günüydü, tarlanın bir ucundaki küçük Başak, tarlanın öbür ucundaki Yalçın'la tanışmaya gitti. O gün biliyordu, daha onu görmeden ilerde dost olacaklarını (zaten Başak'ın içine hep böyle şeyler doğar.). Başak 9 yılda çok büyüdü, büyürken dostu Yalçın hep onun yanındaydı. Evlendiği gün nikah salonuna girerken Başak ilk dostunu gördü, ona güldü. Biliyordu; Düş Hekimi her zaman Başak'ın sararmış, kırılmış düşlerini nazikçe tedavi edecekti.