23 Şubat 2010 Salı

Hayatın Anlamı


İşte hayatın anlamı!
Dünyada, belki de kainatta en çok ama en çok sevdiğim şey çikolatadır. Küçükken evimize misafir gelenlerin bana getirdiği napoliten (benim değimimle çekmece) çikolatalardan tutun da fondüye, truf pastalardan nutellaya batmış çileklere kadar yerim bitiririm çikolatanın her türlüsünü. Çikolata aşkı bizim ailede ırsi galiba. Anneannemden, anneme ve teyzeme; annemden, bana ve ablama geçen garip bir gelenek bu çikolata çılgınlığı.
Eskiden olsa, evde çikolata olmasa; dere tepe düz gidip bakkalı-çakkalı olmayan muhitte bulurdum çikolataları, yerdim yollarda. Katıldığım kurslardan sonra artık kendim yapabiliyorum. Hiç bir şey olmasa biraz küvertür, biraz krema hemen truf yapıp yiyorum.
Yukarıda gördükleriniz portakal aromalı sütlü çikolatalar. Ama ben bu çikolatalardan sadece iki tane yedim. Çünkü ben diyette olan bu yazıyı yazarken yeşil çayını içen, çikolatayı hayatından çıkaramasa da en aza indirmiş, mutsuz bir pastacıyım...

Hiç yorum yok: