13 Mayıs 2010 Perşembe

Keşke


Keşke beni bu kadar çok sevmeseydin. Onaltı yıldır o kadar eksiğim ki... Senin sevmen hiç bir şeye benzemiyor. Sen küçük bir kıza kendini o kadar iyi ve o kadar değerli hissettiriyordun ki... Ben hep prensestim, sen ise ölümsüz kralım. Bir şeyleri yendim sandım; acım dindi sandım. Ama onaltı yıl sonra bugün tekrar senin sevgin için, sana bir kez daha sarılabilmek, yanaklarından öpebilmek, göğüsüne yatabilmek için ağlıyorum. O uğursuz 13. cumanın yaşanmamış olmasını diliyorum. Eskiden her gece geri gelmen için dualar ederdim. Şimdi anladım artık gelmeyeceksin.
Anıları tüketmekten o kadar çok korkuyorum ki... Bir gün anlatacak bir şeyimin kalmamasından, yüzünü değil ama sesini unutmaktan o kadar çok korkuyorum ki...
BABAM! Seninle yaşadığım her şey benim için bambaşka. Oniki yıl da olsa iyiki sen benim babam olmuşsun, beni çok ama çok sevmişsin. Sen hala benim yaşama sevincimsin. Senin kızın olduğum için gurur duyuyorum. Seni hala çok ama çok seviyorum ve hep çok seveceğim. Keşke demek istemiyorum ama KEŞKE şimdi mutfağımdaki masa da otursaydın da beni yine kahkahalara boğsaydın.
(Hislerimi ancak onaltı yıl sonra açıkça paylaşabiliyorum. Kimseyi üzmek istemedim.)

1 yorum:

Neval dedi ki...

Başak canım arkadaşım... Çocukluğum... yazını okuduktan sonra yarattığın sessizliğimle ve anılarımla sadece susarak devam ediyorum duygularıma...